DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

TÜRK FİRMALARINDA KURUMSAL YAPILANMA SORUNLARI

TÜRK FİRMALARINDA KURUMSAL YAPILANMA SORUNLARI
17.07.2019
1.039
A+
A-

En Fazla otuz Yıl Yaşayan Aile Şirketlerinde  Yönetimde Yetersizlik ve Kurumsallaşamama Sonlarını Hazırlıyor.

DETAM Türkiye ‘deki aile şirketlerinin yapısını araştırdı. Patronların yaş ortalaması 41, yüzde 65 ‘i lise mezunu. Birinci ve ikinci kuşak yönetimde, kararı birinci kuşak veriyor. Profesyonel yöneticiler yetki ve sorumluluk, patronlar büyüme ve kar istiyor. Yöneticilerin büyük bölümü aile şirketi anlayışından rahatsız.

Türkiye ve dünya ticari kuruluşlarının ezici bir çoğunluğunu aile şirketleri oluşturuyor. Ülkemizde % 95’e ulaşan bu oran, yurt dışında da çok farklı değil. Örneğin ABD ‘de %96, İtalya ‘da %99, İsviçre’de %90 …

Ancak aile şirketlerinin üçüncü kuşağa ulaşma oranı % 15 – 20 dolayında Ömürleri ise 25 – 30 yıl. Başarısızlık nedenlerinin başında yönetimde yetersizlik ve kurumsallaşamama geliyor. Temmuz ayı içerisinde DETAM Teknik Danışmanlık Firması olarak Türkiye ‘deki aile şirketlerinin yapısına yönelik bir araştırma yaptık. Araştırma kapsamında 15 şirketten 100’e yakın şirket sahibi ve profesyonel yönetici ile konuşuldu. Aile şirketleri konusundaki genel eğilimi yansıtan çalışma, şirketlerin yönetim – organizasyon ve kurumsallaşma konusundaki durumlarını ortaya koyuyor. Şirketlerin % 40’ı tekstil, % 26 ‘sı pazarlama, %20 ‘si özel öğretim / danışmanlık, % 13 ‘ü inşaat sektöründe

BİRİNCİ KUŞAK AKTİF

             Çalışmaya katılan aile şirketlerinin % 76 ‘sı en az 10 yıllık. Yönetim kurulunda girişimci konumundaki birinci kuşak aktif olarak bulunuyor. Şirketlerin yarısı kendilerine ait mekânlarda çalışıyor ve üretim yapıyorlar. Birinci kuşağın yanında, ikinci kuşak da işin içinde yer alıyor.

Şirket sahiplerinin yaş ortalaması 41 Bu sonuç Türkiye ‘deki aile şirketlerinin ömrünün yurtdışındakilere göre daha kısa olduğunu gösteriyor. Örneğin İngiltere ‘de yapılan bir araştırma aile şirketi sahiplerinin yaş ortalaması 56 olarak belirlenmiştir.

Aile şirketi sahiplerinin % 65 i en az lise mezunu. % 15 ‘lik kesim ise üniversiteye başlayıp bitirmemiş. Üniversite mezunlarıyla yüksek lisans yapmış olanların oranı % 20. Buna karşılık bu şirketlerde görev yapan profesyonellerin % 80 ‘i üniversite, % 20 ‘si lise mezunu. Araştırmaya katılan şirketlerin % 46 ‘sı ikinci kuşaktan kişiler birinci kuşağın yanında yönetim kurulunda yer alıyorlar. Ancak kararlarda aktif rol almıyorlar. Şirketlerin hiçbirinde üçüncü kuşak yok.

AKRABALAR KİLİT NOKTADA

ABD ‘de yapılan bu tür bir araştırmada yönetimde üçüncü kuşağın bulunduğu aile şirketlerinin oranının % 15 olduğunu söylüyor. İngiltere ‘de ise bu oran % 13 düzeyinde

Yönetim kademesine bakıldığında % 65 ‘lik kesimde aile üyeleri aktif olarak işin başında. Bu şirketlerde yönetim kurulu üyesi, genel müdür, genel müdür yardımcısı gibi pozisyonlarda üst düzey yönetici bulunmuyor. Şirketlerin % 60 ‘ında finansman, muhasebe, depo, sevkiyat, güvenlik gibi çeşitli kilit noktalarda birinci veya ikinci dereceden akrabalar ve şirketin kuruluşundan bu yana işin içinde olan kişiler yer alıyor. Ülkemiz de ise aile şirketlerinde kurumsallaşma ve plansızlık sorunu hem iş sahipleri hem de profesyonel yöneticiler için ilk sırada gelmektedir.

Araştırmaya katılan yöneticilerin tamamına yakını şirkette kurumsallaşma ve planlama sorunu olduğunu belirtiyor. Şirket sahiplerinin kurumsallaşmadan beklentileri:

  • İşlerinin düzenli ve sistematik gitmesi
  • Elemanlarının daha verimli çalışması
  • Şirketin büyümesi
  • Karlılığın artması
  • Çalışanların birbirleri ile iyi geçinmesi

Şirket sahiplerinin büyük bölümü, profesyonel yöneticilerden şikâyet ediyor. Yöneticilerin işin patronu gibi hareket etmediğini, iş sahiplenmediğini, mesaiye bağlı kaldığını, hızlı davranmadığını, kuruma somut kar anlamında katkıda bulunmadığını, işe değil sürece ve araçlara endeksli olduğunu düşünüyorlar.

            KURUM KÜLTÜRÜ

Profesyoneller; aile içi sorunların işe yansıtılması, yetki ve sorumluluğun verilmemesi kendilerini geliştirememe gibi konularda iş sahiplerine eleştiri yöneltiyor. İşletme kültürünün aile kültürünü aşabilmesini istiyorlar.

Profesyonel yöneticiler, aile şirketlerindeki kurum kültürünün oluşmasına daha fazla katkıda bulunmak istemektedirler. Aile şirketi sahipleri ise genellikle iş endeksli, pratik, uygulamacı, çekirdekten gelen, hızlı karar veren, kuralcı olmayan bir yönetim tarzı sergilemektedir. Aile şirketlerinde çalışan profesyonel yöneticiler ise daha çok süreç, kurum ve bilgi endeksli, kuralcı, daha yavaş karar veren ve daha sistematik bir yönetim tarzı benimsiyorlar.

İSTİYORLAR AMA YAPAMIYORLAR

Araştırmanın dikkat çekici bir sonucu da şirket sahiplerinin, değişme, gelişme ve kurumsallaşmayı, sorun olarak görmeleri, buna ihtiyaç hissetmeleri. Buna karşılık uygulamada bunun gereklerini yerine getiremiyorlar.

Şirket sahiplerinin neredeyse dörtte üçü kurumda yer alan aile üyeleri ile ilgili sorunlar yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu sorunların başında; kardeşlerin yetki dağılımı, ikinci kuşağın işi yeterince önemsememesi, ikinci kuşağa yetki verilmemesi, kilit noktalarda akrabaların bulunması ve diğer çalışanlarla geçinememeleri öncelikle sayılıyor.

Aile üyelerinin iş ortamındaki geçimsizliklerinin profesyonelleri eklenenden daha fazla etkilenmektedir. “Çalıştığı aile şirketini, kültürünü, değerleri, alt yapısı ile benimseyip savunabileceğini belirten profesyonellerin oranı % 42 düzeyinde. Profesyonellerin % 63 gibi önemli bir kısmı başka olanaklar bulabilirse işinden ayrılmayı, koşullarını değiştirmeyi veşa farklı bir kurumda gelişmeyi düşünüyor.”

YÖNETİM SORUNLARI

  • Kurumsallaşamama ve plansızlık,
  • Yönetimde yetersizlik ve profesyonelleşememek,
  • İletişim sorunu,
  • Organizasyon şemasının olmayışı,
  • Görev tanımlarının olmayışı,
  • Aile üyeleri arasında geçimsizlik,
  • Yetki ve sorumluluk dengesinin olmayışı,
  • İnsan kaynaklarına yeterince önem vermemek,
  • Ani kararlar vermek,
  • İşgücü devrinin yüksek olması,
  • Prosedür, yönetmelik, iş ve belge akışı gibi sistematik alt yapının oluşu,
  • Eğitim ve geliştirme etkinliklerinin yetersiz oluşu,

PATRONLARIN HATALARI :

  • Çekirdekten gelmenin dezavantajlarını atamıyorlar,
  • Yetki ve sorumluluğu devredemiyorlar,
  • Günü kurtarma telaşı içinde planlı çalışmıyorlar,
  • Profesyonellere güvenmiyorlar,
  • Aile içi konuları ve sorunları işe yansıtıyorlar,
  • İnsana yatırım yapmıyor, insani değerleri önemsemiyorlar,
  • Ani kararlar veriyor, gözü kara davranıyorlar,
  • Kişisel gelişime önem vermiyorlar,
  • Kendilerini yeterince geliştiremiyorlar,
  • Herşeyin para ile yapılabileceğine inanıyorlar,
  • Aile üyeleri arasında geçimsizlik var,
  • Yasal mevzuata uyum göstermede yetersizler,
  • Uzmanlık gücüne yeterince inanmıyorlar,
  • Herşeyi biliyor imajı vermeye çalışıyorlar,
  • Liderlik özellikleri yetersiz,
  • İkinci kuşak işi devralırsa batırır,
  • İnsanlar iyi çalışmıyor,
  • Biz olmazsak iş durur,

… VE SAPLANTILARI

  • Kurumsallaşamıyoruz,
  • Profesyonellerle geçinemiyoruz,
  • İkinci kuşak işi devralırsa batırır,
  • İnsanlar iyi çalışmıyor,
  • Biz olmazsak iş durur.

 

Dr. İbrahim OĞUR

Yönetim Uzmanı

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.