DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

YESİL BİNA TASARIMLARINDA İÇ MEKÂN BİTKİ KULLANIMININ, PERFORMANS, ÜRETKENLİK VE SAĞLIK ÜZERİNE SAĞLAYACAĞI OLUMLU ETKİLER

05.05.2024
428
A+
A-

YESİL BİNA TASARIMLARINDA İÇ MEKÂN BİTKİ KULLANIMININ, PERFORMANS, ÜRETKENLİK VE SAĞLIK ÜZERİNE SAĞLAYACAĞI OLUMLU ETKİLER

“Hava kalitesini ve karbon emisyonlarını iyileştirmek için Yeşil binaların Norm haline gelmesinin zamanı geldi”

İnsanlar zamanlarının ortalama %80′ ini iç mekanlarda geçirmektedirler.  Bu nedenle iç mekân hava kirliliğinden kaynaklanan sağlık riskleri dış mekân hava kirliliğinden daha fazla olabilmektedir.   Ülkemizde yeteri kadar bulunmasa da geçmişte, gelişmiş ülkülerde yapılmış çalışmalardan, iç mekânlarda Bitki Kullanımının, çevre kalitesi, iş performansı, üretkenlik ve bina kullanıcılarının sağlığı üzerinde önemli bir rol oynayabileceğine ilişkin somut veriler mevcuttur.

Bizim, İçmimar ve YESU Uzmanı olarak, Yeşil bina tasarımlarında, Bitkilerin çalışma ortamlarında tasarım öğesi olarak kullanılma gerektiğine ilişkin dayanak nedenlerimizden birisi de bir bakıma kesinleşmiş bu araştırma sonuçlarıdır.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, bu bitkilerin çalışma ortamlarında kullanılması, STRESİ AZALMAKTA ve GENEL REFAHI ARTIRMAKTADIR. Bu nedenle de İçmimarlar mimari tasarımlarında, daha sağlıklı çalışma ve yaşam alanları yaratabilecek davetkar mekanlar yaratmak için, doğayı içeriye taşımak isterler.

Çünkü, Bitkilerle etkileşim insanın tutumlarını, davranışlarını ve fizyolojik tepkilerini değiştirmekte, ayrıca, işyeri ÇALIŞMA ORTAMLARINDA KULLANILMASI halinde, DEVAMSIZLIĞI AZALTABİLDİĞİ gibi, VERİMLİLİĞİ ARTIRMAKTIR. Bunun sonucunda da hem işverenlerin hem çalışanların yaşamlarındaki genel tatmin ve mutluluk duygusu artmaktadır.

Bu konuda koruyucu insan Sağlığı araştırmaları yapan bilim adamları, Biyologlar, Bitki Uzmanları ve iyi yetişmiş Peyzaj Mimarları, SAKSI BİTKİLERİ ve BİYOMLAR gibi bitki örtüsü sistemleri ile yapılan bazı çalışmaların, potansiyel olarak zararlı kirleticileri ABSORBE etme ve genel konforu iyileştirme potansiyellerinin bulunduğunu ileri sürmektedirler.

Buradan yola çıkan uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda; mekanlarda var olan kirleticileri yok etmek için kullanılan, kirletici giderme mekanizmaları ve faktörlerinin yanında, günümüzde iç mekân yeşillikleri kullanımının, FOTOSENTEZ YOLUYLA oksijen üretme, nem üretme, estetik açıdan hoş bir çalışma ve yaşama ortamı sağlamanın yanı sıra iç ortama görsel performans sağlama gibi birçok fayda sağladığı kesinlik kazanmıştır.

Yine bunun yanında, mekanik sistemlerle birleştirilmiş bitki örtüsü sistemlerinde (Aktif bitki örtüsü) havayı çeken aktif fan destekli hidrofobik teknolojisinin kullanılması nedeniyle, hava temizleme oranlarının pasif bitki örtüsü sistemlerine göre önemli ölçüde daha yüksek olduğu, bu alanda uzmanlaşmış, BOTANİKÇİ, BİTKİ BİLİMCİSİ veya FİTOLOG olarak adlandırılan bilim insanları tarafından kanıtlanmıştır.

Bu makalede amacımız, bir İçmimar ve Yeşil Sertifika Uzmanı olarak, dünyamız da son 20 yıl içerisinde yapılmış, çalışmalardan, yazılmış makalelerden elde ettiğimiz bilgiler ile, aktif ve pasif bitki örtüsü sistemlerinin ve bunların iç ortam üzerindeki etkilerinin bir panoramasını çıkarmaktır. Yine bu çalışma ile amacımız, Bitki kullanımı ile yapılmış olan bu binalarla insanlara sağlık, konfor ve mutlulukları açısından ne gibi katkılar kazandıracaklarını, Yeşil Sertifika uzmanları (YESU-YESDU), MİMARLAR, İÇMİMARLAR, PEYZAJ MİMARALARI, ŞEHİR PLANLAMACILARI, MÜTEAHHİTLER ve BİNA SAHİBİ olmak isteyen taraflar ile paylaşmaktır.

Bu çalışma yapılırken, Potansiyel zorluklar ve bilgi boşlukları değerlendirilmiş ve daha fazla araştırma için mevcut yollar ve eğilimleri tanımlamak amacıyla; mesleğimiz dışında kalan, Biyoloji, Kimya ve Mühendislik gibi farklı bilimsel alanlardan yararlanılmıştır.

Bu inceleme ve araştırmamızı yaparken, birçok uluslararası Hakemli dergi makalelerinden yararlanılmış onlardan elde edilen araştırma deneyimler yapmış olduğumuz bu inceleme için temel materyal olarak değerlendirilmiştir.

  1. YARARLANILAN MALZEMELER VE UYGULANAN YÖNTEMLER

Öncelikle ülkemizde, Yeşil Bina (Sürdürülebilir Bina) ile ilgili olarak yapılmış araştırmalar kısıtlı olduğu için, Uluslararası Hakemli dergi makalelerinden elde edilen araştırma deneyimleri bu inceleme için temel materyal olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmamızda, GREENSTAR DEVELOPED BY THE GREEN BULDİNG CONCİL OF AUSTRALİA yayınlarından oldukça faydalanılmıştır.

Çalışma kapsamında, ilgili makalelerin elde edilebilmesi amacıyla, yazılı dokuman ve internet üzerinden bilgi sağlayabilmek amacıyla araştırmamıza girdi olarak bazı parametreler tanımlanmıştır.

Yapmış olduğumuz bu tanımlamalar bize, bilgilerin ilk incelemesinde ve kategorize edilmesinde fayda sağlamıştır. Yine   buradan hareketle, arama ve tanımlamalarımıza Başlık ve özet olarak, ‘BİYOFİLTRASYON’, ‘BİTKİ İYİLEŞTİRME’, ‘İÇ HAVA KALİTESİ’ ve ‘BİTKİLER VE KİRLETİCİLER’ gibi terimlerle eşleşen anahtar kelimeler yazarak, özellikle, dünyamızda ele alınmaya ve değeri önemsemeye başlayan, KİRLİLİK, ÇEVRE, SAĞLIK vb. kavramların öne çıktığı, başlıklarla 1984’ten itibaren yayınlanan makalelere odaklanılmıştır.

Diğer taraftan aktarmaya çalıştığımız konunun tam kapsamına girebilmek için de KİMYA MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOLOJİ gibi farklı alanlardan, işlemeye çalıştığımız konumuza bakan makalelere yer vermeye çalışılmıştır.

Bu nedenle okurlarımız arama kelimeleri olarak

  • İç Mekân ve Yapılı Çevre,
  • Yapı ve Çevre,
  • Çevre Bilimi ve Teknolojisi,
  • Atmosfer Çevresi,
  • Bahçe Bitkileri,
  • Çevre ve Biyoteknoloji,
  • Yeşil Sertifikalı Binalar,

Gibi konuyla ilgili başlıkları yazıp, çevrimiçi arama yaparlarsa, yapmış olduğumuz bu incelemeye daha rahat ulaşabileceklerdir.

  1. BİTKİ KULLANIMINDA İÇ MEKÂN HAVA KALİTESİ İLE İLGİLİ ELDE EDİLEN SONUÇLAR

Öncelikle, şunu belirtmek isteriz ki, İç mekân hava kalitesi, FİTOREMEDİASYON* ve BİYOFİLTRASYON** İncelemelerinden açıkça görülmektedir ki, hava kirliliği yalnızca şehirlerde, kentsel alanlardaki ve endüstriyel bölgelerdeki dış ortamlarla sınırlı değildir.

İncelenen OFİS BİNALARININ çoğu;

  • YAZICILAR,
  • BİNA VE DÖŞEME MALZEMELERİ
  • TEMİZLİK PROSEDÜRLERİ

Gibi kirlilik kaynaklarının varlığı göz ardı edilerek, genellikle yalnızca mevcut sakinlerin sayısına bağlı olarak, gereken minimum miktarda temiz hava ile mekanik olarak havalandırılmaktadır.

Buradan hareketle, Sürdürüle bilir Bina (YEŞİL BİNA) yaklaşımımızda, ilk adım olarak,

  • SAĞLIK PROFESYONELLERİ,
  • MİMARLAR, (Dış Mimar, İçmimar, Peyzaj Mimar, Şehir Planlamacısı)
  • İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
  • ARAŞTIRMACILAR ve
  • İNŞAAT SEKTÖRÜ

Gibi farklı sistem ve teknikler içeren disiplinler aracılığıyla iç hava kalitesini iyileştirmeye yönelik eylemlerin üstlenilmesinin şart olduğunu düşünmekteyiz. Bu görüşümüze de 1980’lerde, ABD’ in NASA üzerinden yapmış olduğu, Temiz Hava araştırmalarında ortaya çıkan, bitkilerin İç Hava Kalitesi ile ilgili davranışları hakkında bazı bulgular örnek olarak gösterebiliriz.

NASA Çalışmasından Elde edilen Sonuç

  • Bazı yaygın iç mekân bitkilerinin, benzer, FORMALDEHİT*** ve TRİKLORETİLEN**** gibi toksik maddeleri havadan uzaklaştırmanın doğal bir yolunu sağlayabildikleri görülmüştür. (2)

Bu testlerin sonuçları bize göstermektedir ki;

  • Düşük ışık gerektiren, aktif karbon filtreli ev bitkileri iç hava kalitesini iyileştirme potansiyeline sahip oldukları gibi, diğer taraftan,
  • Bitki kök bölgeleri de uçucu organik bileşiklerin (VOC) giderilmesinde etkili bir alan oluşturmaktadır.

Buradan yola çıkılarak, araştırmacılar ve bilim adamları tarafından, filtreleme en yüksek seviyede sağlanabilmesi için BİTKİ KÖK-TOPRAK (RİZOSFER) alanına maksimum hava maruziyeti ve ev bitkisi/hava temizleme planının bir parçası olarak aktif karbon filtrelerin kullanılması önerilmiştir.

Bu nedenledir ki, biz İÇMİMARLAR ve YESU-YESDU Uzmanları olarak, FİTOREMEDİASYON ve BİYOFİLTRASYONUN iç hava kalitesi üzerindeki etkisini artırmak ve kirleticilerin havadan, sudan ve topraktan uzaklaştırılmasını sağlamak için İç Mekân Tasarımlarında bitkilerin kullanılmasını önermekteyiz.

Çünkü, organik materyallerin (yosun, toprak ve bitkiler gibi) BİYOFİLTRASYONU   ile, içinden havanın çekilmesi ile, VOC’ LER organik gazların ve kirletici maddelerin bir nevi mekanik bir sistemle uzaklaştırılması işlemini görmektedirler.  Yapılan testler ile, bitkilerin normal gaz değişimi sırasında stomaları yoluyla hava kirleticilerini aldıkları tespit edilmiştir.

Bütün bunların yanında BİTKİLER; dış ortamda özellikle,

  • AĞIR METALLER,
  • GÜBRELER,
  • PETROL SIZINTILARI VE
  • SOLVENTLERLE

Kirlenmiş geniş toprak ve su alanlarının temizlenmesinde sıklıkla kullanılmaktadır. (3)

Diğer taraftan, yapılan araştırmalar, Karbon dioksit (CO 2 ) seviyeleri ve algılanan (IAQ)  İÇ HAVA KALİTESİ olarak, bazı bulgular iç mekan yeşilliklerinin CO 2 seviyelerini azaltılmasında olumlu bir etki yarattığını ve CO 2 konsantrasyonlarının kapalı yaşam alanlarındaki insan faaliyetlerine bağlı olarak değiştiğini ortaya çıkarmıştır.  (4)

Bu durum, OFİSLER, OKULLAR ve EVLER gibi endüstriyel olmayan kapalı ortamlarda CO2’nin ana kaynağının insan metabolizması olduğunu açıkça sergilemektedir.

Bununla birlikte biz, (5) İÇMİMAR ve YESU Uzmanı olarak, CO 2’nin bir kirletici olduğunu değil, bunun yerine iç mekandaki insanların varlığıyla ilişkili kirleticilerin varlığının bir göstergesi olduğunu düşünmekteyiz.

ÇÜNKÜ, Bitkiler, fotosentetik işlem sırasında yaprak pigmentlerinde yakalanan enerjiyi, oksijen üretirken CO2 ve suyu selüloza dönüştürmek için kullanırlar.

Yine, bazı su bitkileri kökleri yoluyla oksijen salarak, RİZOSFERDEKİ mikroorganizmaların büyümesini uyararak botanik BİYOFİLTRASYON sürecini geliştirmektedirler.

  1. BİTKİLERİN İNSANLAR ÜZERİNDE YARATTIĞI OLUMLU SAĞLIK BELİRTİLERİ, PSİKOLOJİK ETKİ VE ÜRETKENLİK

Sekiz Avrupa ülkesindeki 167 ofis binasında gerçekleştirilen OFFICAIR adlı yakın tarihli bir çalışmada, ankete katılan 7441 ofis çalışanının binayla ilgili en yaygın sağlık semptomları olarak

  • GÖZ KURULUĞU (%31),
  • BAŞ AĞRISI (%29) VE KURU TAHRİŞ, ile
  • BOĞAZ (%20).

Saptanmıştır. Her ne kadar bu semptomların çoğunun yaygınlığı büyük olasılıkla çok faktörlü olsa da (bireysel, mesleki ve çevresel risk faktörlerinin söz konusu olduğu ortadadır.)

Bu ülkelerde, yine Sağlık Birimleri, İçmimar Odaları, Çevre Dernekleri (http://cybyder.org/)  ve Çevre Bilim Adamları, tarafından yapılan çalışmalarda, ÇEŞİTLİ İÇ MEKÂN HAVA KİRLİLİĞİ kaynaklarının, özellikle KURU GÖZ ŞİKAYETLERİ için önemli risk faktörleri olduğunu ortaya koymuş ve bu durum yeşil ışık kirliliğinin potansiyelini göstermiştir. (6)

Diğer taraftan; 1996’da yılında Almanya’da “ÇALIŞMA ORTAMINDA ÜRETKENLİK” üzerine yapılmış bir çalışmada, iç mekân bitkilerinin penceresiz bir ortamda ÇALIŞAN VERİMLİLİĞİNİ artırabileceği ve STRESİ AZALTABİLECEĞİ sonucuna varılmıştır.

Varılan Sonuç Özet olarak; Bitkilerin varlığında, işçilerin reaksiyon süresinin, bitkilerin bulunmadığı duruma göre %12 daha hızlı olduğunu ve bitkilerin üretkenliğin artmasına katkıda bulunduğunu göstermiştir.

Yine yapılan bu araştırmada, ayrıca iç mekanlarda yapraklı bitkilerin varlığının partiküler madde (PM) birikimini değiştirdiği de saptanmıştır.  Göstergeler ortaya koymuştur k, birikim, bitkilerin bulunduğu her iki odada da bitkilerin olmadığı yerlere göre daha düşüktür.

 Çalışma dikkate çeken bir diğer hususta; Pürüzlü yüzeylere ve ince kıllara veya yükseltilmiş damarlara sahip bitki örtüsünün PM’ yi önlemede pürüzsüz bitki örtüsüne göre daha etkili göründüğü ve bitki köklerinin bazı kirleticileri emip bunları toprakta zararsız hale getirebileceği saptanmıştır. (7)

Buradan hareketle; Bazı PEYZAJ MİMARLARIMIZ ve İÇMİMARLARIMIZ bitki örtüsünün ÇALIŞAN üretkenliğini ve yaratıcılığını artırabileceğini ortaya koyarken, (8) Bazı Araştırmacılar da bitki örtüsünün bina sakinlerinin konforunu iyileştirebileceğini ve çalışmak için daha arzu edilen bir yer yaratarak çevrenin kalitesine ilişkin genel algılarını iyileştirebileceğini savunmaktadırlar. (9) Biz her ikisinin de söz konusu olacağını savunanlardanız.

Bunun yanında hem YESU UZMANI, hem bir İÇMİMAR Hem de Emekli bir İŞ MÜFETTİŞİ olarak           ( detam@detam.com.tr ) yukarıda belirtilmiş olanlara ilaveten, çalışma ortamında bitki örtüsü kullanılmasının, ÇALIŞANLAR üzerinde algılanan bazı önemli faydalar yarattığını kesinlikle söyleyebiliriz.

BUNLAR;

  • Ekipler arası da dahil olmak üzere personel arasında iş birliğinin artması,
  • Moralin artması,
  • Stresin azalması ve
  • Devamsızlığın azalması

Olarak sayılabilir.

Nitekim; RENÉ VAN DER LİNDEN (10) bitki örtüsü kullanımının ofis ortamlarında hem olumlu psikolojik hem de ekonomik etkiye sahip olabileceğine ilişkin makalesinde, çalışan performansının iyileştirilmesinin enerji performansının iyileştirilmesinden daha etkili olduğunun belirtildiğini gördüğümüzde, bu konuda ki tezimizin doğru olduğu bir kez daha teyit edilmektedir.

  1. UCUCU ORGANİK BİLEŞİKLERİN (VOC) GİDERİLMESİNE YÖNELİK BİTKİ TÜRLERİ VE YOLLARI

Sağlıkçı, Botanik ve Çevreci Bilim adamları, Uçucu Organik Bileşiklerin (VOC) bitkiler tarafından giderilmesine yönelik yolları aşağıda başlıklar altında toplamaktadırlar.

  • Toprak üstü bitki bölgesi tarafından uzaklaştırma,
  • Bitkide yaşayan mikroorganizmalar tarafından uzaklaştırma toprak,
  • Kökler tarafından uzaklaştırılması ve
  • Yetiştirme ortamı (substrat) tarafından uzaklaştırılması.

Bitkilerin normal gaz değişimi sırasında stomaları yoluyla hava kirleticilerini aldıkları gözlemlenmiştir.

Bu nedenle atmosferik kirleticilerin ıslahında bitkilerin kullanılması için en uygun bitki türlerinin stoma iletkenliği yüksek ve kirleticilere karşı duyarlılığı daha düşük olan bitkilerin kullanılmasının daha doğru   olacağı çeşitli çalışmalarda belirtilmiştir. (11,12,13)

Ayrıca bitki yapraklarında yetişen bazı bakterilerin de VOC biyom bozulmasına katkıda bulunduğu anlaşılmıştır. (14) Bu konuda araştırma yapan WETZEL ve DOUCETTE, yapraklar üzerindeki mumsu kütikül kaplamanın, VOC’ ler için iç mekan havasını örneklemek ve iç hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmak için basit, uygun maliyetli bir araç sağlayabileceğini belirtmişlerdir. (15)

Yine bu bilim adamları, Likenler gibi bazı bitkilerin bölgede mevcut kirletici türlerini belirlemek için mükemmel BİYOMONİTÖRLER olduğunu ve (16) Stomaların yanı sıra kök bölgesinin de VOC’ lerin uzaklaştırılmasına önemli bir katkı sağladığını tespit etmişlerdir.  (17)

Diğer taraftan; yapılan bu araştırmalar sonucunda, Yapraklar yoluyla fotosentezin neden olduğu gaz alışverişine ek olarak, kök mikrobiyal matrisinin, iç mekân hava kirleticilerinin uzaklaştırılmasına yardımcı olan önemli bir unsur olduğu bulunmuştur.

Bu nedenle, bitki örtüsünün hava kirleticileri havuzu olarak rolünü değerlendirmek ve bu tür bitkilerin peyzaj olarak kullanıldığı YEŞİL BİNALARDA, Değerlendirme kriterleri arasına mutlaka dahil edilmesi gerektiğine inanmaktayız. (http://www.detampmo.com.tr/ )

Bu konuda; yaklaşık 120 ayrı bitki türü üzerinde araştırmalarda, VOC’ nin giderilmesi için analiz edilmiş ve aşağıdaki sonuca varılmıştır:

  • En iyi performans gösteren bitkilerin MOR GÖZLEME, MOR KALP, İNGİLİZ SARMAŞIK, KUŞKONMAZ EĞRELTİ OTU, ALACALI BALMUMU ve CRASSULA PORTULACEA olduğu (18)
  • Kirleticileri uzaklaştırmak için ise, geniş yaprak yüzey alanına sahip bitkilerin olduğu belirlenmiştir. (19)

Hava kirliliğinin, insan sağlığı ve tesisin ömrü üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı etkilerinin olduğunu dikkate alındığında, Bitkilerin hava kirliliğine karşı hassaslığı göz önüne alınarak, YEŞİL BİNALARDA, Kirleticilerin önlenmesinde bitkilerin aracı olarak kullanımının ne kadar önemli olduğu açıktır.  (http://www.detampmo.com.tr/ )

YEŞİL BİNALARDA Yer alan Bitkilerin yaprak semptomları üzerinden, insanlara ve çevrelerine yönelik toksik tehlikelerin saptanması ile bitkiler bir alarm görevi görmüş olacaklardır.   Çünkü, Hava kirleticilerin çoğu, kısmen fotosentez üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle bitki büyümesini azaltacaktır. Örneğin yaprağa stomalardan giren kükürt dioksit (SO2 ) ve ozon (O3 ) gibi kirleticiler, yaprağın fotosentetik hücrelerine doğrudan zarar vermektedir. (20)

Öte yandan, FİTOREMEDİASYON teknolojisini geleneksel ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC) sistemleriyle birleştiren binaya entegre bitki örtüsü sistemleri, hava temizleme kapasitesinin artmasına yardımcı olacağı gibi, biyolojik duvar ile binaların enerji tüketimi azaltılmış olacaktır.

Çünkü, İç mekandaki kirli ve bayat havanın yerine doğrudan dış mekân havası vermek yerine, tesis duvarından geçen hava temizlenmekte ve   alan içinde yeniden dolaştırılarak verilmektedir. Üstelik böyle olunca da havanın şartlandırılmasına (ısıtılmasına veya soğutulmasına) gerek de bulunmamaktadır.  Dolayısıyla bu uygulama yoluyla enerji tasarrufu sağlama potansiyeli oluşmaktadır.

Diğer taraftan, Hava duvardan geçerken yabancı maddeler giderilmekte ve HVAC ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemi aracılığıyla temiz hava bina geneline dağıtılmaktadır. (21)

  1. BİTKİLERİN ENERJİ PERFORMANSI ÜZERİNE ETKİLERİ

Saksı Biyoduvarları ve saksı bitkileri de dahil olmak üzere bazı canlı sistemlerin enerji performansının analizinde, bazı olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin, yine ABD, PURDUE Üniversitesi tarafından 2011 yılında geliştirilen bir Solar Decathlon projesi olan İÇMEKAN’ da , dikey bir duvara yerleştirilen bitkilerden yararlanan bir hava filtreleme sistemi olarak bir biyoduvar entegre edilmiştir. Daha sonra bu biyoduvar üzerinde yapılan ölçüm ve analizde, duvarın enerji tasarrufu sağladığı ve doğayı evin içine taşıyarak sakinleştirici bir ortam sağladığı görülmüştür.

Bu, YEŞİL DİKEY SİSTEM, evdeki HVAC sistemine bağlanarak doğal bir hava temizleyici görevi görmektedir. Buradan hareketle, görülmektedir ki, BİOWALL konsepti, HVAC sistemlerinde daha yaygın olarak kullanılan enerji geri kazanım sistemine rakip olabilecek konumdadır.

Bilindiği üzere, Enerji geri kazanım sistemi, egzoz havası ile besleme havası girişi arasında enerji aktarmak için bir ısı eşanjörü kullanır. Bu işlem sonucunda, enerji tasarrufu sağlanır, ön ısıtma ve ön soğutma ihtiyacının azaltılmasıyla dış havayı koşullandırma maliyetin azaltılmış olur.  (22)

Bu konuda yapılan bir araştırmada, bir bitki mikrobiyal yakıt hücresi yaratıldığında;

  1. Bitkilerin güneş ışığının yardımıyla CO2’yi organik bileşiklere dönüştüğü(fotosentez).
  2. Bitki, bileşiklerin bir kısmının bitkinin kendi büyümesi için kullanılırken, geri kalanın ise kökler yoluyla elimine edildiği,
  3. Bitki köklerinin etrafındaki toprakta doğal olarak bulunan mikroorganizmalar bu organik bileşikleri parçaladığı görülmektedir. (23)

Bu işlem elektronların salınmasına neden olacağından, açığa çıkan bu elektronları bir elektrot yardımıyla toplayıp, elektrik üretmek için kullanmak mümkün olabilecektir. Bu husus ise YEŞİL BİNALARDA Bitki kullanma kriterlerinde bir inovasyon uygulamasına yol açabilecektir.

  1. BİTKİLERİN GÜRÜLTÜ KONTROLÜ  VE BİYOLOJİK TEMİZLEYİCİ OLARAK ETKİLERİ

Bitkiler, aynı zamanda pasif akustik yalıtım sistemi olarak da kullanılabilir.  Bazı çalışmalar bitki örtüsünün ses seviyelerini üç şekilde azaltabildiğini göstermektedir. (24)

Birincisi; Sesin gövde, dal, ince dal ve yaprak gibi bitki unsurları tarafından yansıtılıp dağıtılabilmesi, İkincisi; mekanizmanın bitki örtüsü tarafından emilmesi, (çünkü, Ses dalgalarının bitki elemanlarında mekanik titreşimlere neden olmaktadır.)

Üçüncüsü ise; Bitki yerleşkelerinde meydana gelen büyüme ortamı nedeniyle ses dalgalarının yıkıcı girişimiyle ses seviyelerinin azalmasıdır.    (25)

  1. BİTKİLERİN TERMAL KONTROL VE BİYOLOJİK ARITICI ROLLERİ

Yine yapılmış olan bu araştırmalar bize göstermektedir ki, bitkilerin sağladığı bir diğer   fayda, bitkilerden gelen buharlaşmanın ortam çevresindeki sıcaklıkları düşürdüğüne ilişkin tespitlerdir. (26)

Yapılan gözlem ve çalışmalar, Bitkilerin buharlaşma-terlemesinden hava soğutma ve nem kontrolü için yararlanmanın mümkün olduğu göstermiştir.

Yine 2011 yılında, Amerika’da, sıcak iklimlerde iç mekân yaşam sistemleri üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada, farklı yüzeylerin teste tutulması sonucunda aşağıdaki veriler tespit edilmiştir. (27)

  1. Odadaki genel nem seviyesi artmıştır.
  2. Test edilen tüm substratlar bitki büyümesine uygun olduğu ve davranışları benzerlik gösterdiği görülmüştür.
  3. Bu sistemlerin, BİYOFİLTRASYON kapasitesi ve estetik bileşeninin yanı sıra gözlemlenen soğutma etkisi nedeniyle sıcak iç ortamlar için çok kullanışlı ve ilgi çekici olduğu kanıtlanmıştır.

Diğer taraftan yine; Termal kontrol üzerine bazı çalışmalar yapılmış ve havanın radyasyondan ve sera etkisinden korunması nedeniyle alt tabakanın arkasından geçen havanın buharlaşmalı soğutma etkisi yaratmada en etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle soğutma işleminin altlık arkasında gerçekleşmesi gerektiği kanısı kesinleşmiştir. (28)

Yine, bütün bu araştırmaların sonucunda, bitkilerin, seçilen büyüme ortamının veya substratların buharlaşması nedeniyle termal ve nem kontrol sistemleri olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Ancak, yine de bir içmimar olarak, belirtmek isterim ki, toplam sistemin optimum performansını optimize etmek için yine de bir havalandırma sistemine ihtiyaç bulunduğu gözden ırak tutulmamalıdır.

 SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışma ile, bitki örtüsünün iç mekanlarda kullanmanın etkileri ve neden YEŞİL SERTİFİKA KRİTERLERİ arasında yer alması gerektiği açıklanmaya çalışılmıştır.  Yapmış olduğumuz inceleme sonucunda aşağıdaki sonuç ve öneriler paylaşılmıştır.

  • BİYOFİLİK tasarım ve bitki örtüsü, ofis ortamlarındaki insanlar üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. İnsanların yaşamlarından genel tatmini ve mutluluğu artırmaktadır.
  • Bitki örtüsünün, bina sakinlerinin konforunu ve ayrıca termal konfor ve akustik de dahil olmak üzere çevre kalitesine ilişkin algılarını iyileştirdiği kanıtlanmıştır.
  • Çeşitli araştırma çalışmaları bitki örtüsünün iç hava kalitesi üzerindeki olası etkisini göstermektedir.
  • Mevcut araştırmalar, aktif bir bitki örtüsü sisteminde (mekanik fanlarla birlikte yeşil sistemler), hava temizleme oranlarının, pasif bir bitki örtüsü sistemine (saksı bitkileri) göre önemli ölçüde daha yüksek olabileceğini göstermektedir.

 İbrahim OĞUR

YESU Uzmanı (İçmimar)

detam@detam.com.tr

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

  1. Dünya Sağlık Örgütü. İç mekân hava kalitesine ilişkin DSÖ yönergeleri: seçilmiş kirleticiler. Cenevre: DSÖ, 2010.
  2. Wolverton BC, Johnson A, Bounds K. İç mekan hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik iç peyzaj bitkileri . Nihai rapor NASA (NASA-TM-101766, NAS 1.15:101766). Mississippi: Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi, 1989, s.100–22.
  3. Pilon-Smits E. Fitoremediasyon. Annu Rev Plant Biol 2005; 56: 15–39.
  4. Çetin M, Sevik H. Seçilen bitkilerin iç mekan CO 2 konsantrasyonları üzerindeki etkisinin ölçülmesi . Pol J Çevre Çalışması 2016; 25: 973–979.
  5. Zhang X, Wargocki P, Lian Z, Thyregod C. Karbon dioksit ve biyolojik atıklara maruz kalmanın algılanan hava kalitesi, kişisel olarak değerlendirilen akut sağlık semptomları ve bilişsel performans üzerindeki etkileri. İç Hava 2017; 27: 47–64.
  6. Kluizenaar Y, Roda C, Dijkstra NE, Fossati S, Mandin C, Mihucz VG, Hanninen O, de Oliviera Fernandez E, Silva GV, Carrer P, Bartzis J ve Bluyssen PM. Avrupalı ​​işçilerde ofis özellikleri ve kuru göz şikayetleri – OFFICAIR çalışması. Çevre 2016’yı oluşturun ; 102: 54–63.
  7. Upadhyay J, Kobayashi N. Çevresel kalite yönetimi için hava kirleticilerin bitki takibi. Çevresel biyoremediasyon teknolojileri . Berlin Heidelberg New York: Springer-Verlag, 2007, s.275–292.
  8. Hesselink JK, vBS, Cornelissen E, van Duijn B, van Hooff M, Geuskens G. Onderzoek bir araya geldi . Hoofdorp: TNO, 2008.
  9. Mangone G, Kurvers SR, Luscuere PG. Isıl konforun oluşturulması: bitki örtüsünün iç mekan ısıl konforu üzerindeki etkisinin dört mevsim ısıl konfor benzeri deneyi yoluyla araştırılması. Çevre 2014’ü oluşturun ; 81: 410–426.
  10. Mangone G, van der Linden K. Orman mikro iklimleri: bina alanı ölçeğinde bitki örtüsünün performans potansiyelinin araştırılması. Çevre 2014’ü oluşturun ; 73: 12–23.
  11. Fujii S, Cha H, Kagi N, Miyamura H, Kim YS. Bitki emilimi ve adsorpsiyonu yoluyla hava kirleticilerinin uzaklaştırılması üzerindeki etkiler. Çevre 2005’i oluşturun ; 40: 105–112.
  12. Schmitz H, Hilgers U, Weidner M. Formaldehitin yapraklar tarafından asimilasyonu ve metabolizması, iç mekan hava temizleme açısından pek değerli görünmüyor. Yeni Fitol 2000; 147: 307–315.
  13. Omasa K, Saji H, Youssefian S, Kondo N. Hava kirliliği ve bitki biyoteknolojisi . Tokyo: Springer-Verlag, 2002.
  14. Sandhu A, Halverson LJ, Beattie GA. Filosferdeki havadaki fenolün bakteriyel bozunması. Environ Microbiol 2007; 9: 383–392.
  15. Wetzel TA, Doucette WJ. Bitki yaprakları, uçucu organik bileşikler (VOC’ler) için iç mekan hava pasif örnekleyicileri olarak kullanılır. Kemosfer 2015; 122: 32–37.
  16. Van der Wat L, Forbes PBC. Organik hava kirleticileri için biyomonitör olarak likenler. TRAC 2015; 64: 165–172.
  17. Xu ZJ, Wang L, Hou HP. Saksı bitki-toprak sistemleriyle formaldehit giderimi. J Hazard Mater 2011; 192: 314–318.
  18. Yang DS, Pennisi SV, Son KC, Kays SJ. Uçucu organik kirletici giderme verimliliği açısından iç mekan bitkilerinin taranması. HortScience 2009; 44: 1377–1381.
  19. Dela Cruz M, Christensen JH, Thomsen JD, Muller R. Süs saksı bitkileri, uçucu organik bileşikleri iç mekan havasından temizleyebilir mi? – bir inceleme. Çevre Bilimi Kirliliği Res 2014; 21: 13909–13928.
  20. Lambers H, Chapin FS III, Pons TL. Fotosentez, solunum ve uzun mesafeli taşıma. Bitki fizyolojik ekolojisi . 2. baskı. Houten: Springer Science & Business Media, 2008, s.11–99.
  21. Ergas SJ, Shumway L, Fitch MW, Neemann JJ. Kirlenmiş gaz akışlarının biyolojik arıtımı için membran prosesi. Biyoteknoloji Bioeng 1999; 63: 431–441.
  22. Rodgers K, Handy R, Hutzel W. Yüksek verimli bir konut evinde biyofiltrasyon kullanarak iç mekan hava kalitesinin (IAQ) iyileştirilmesi. J Yeşil Yapı 2013; 8: 22–27.
  23. Logan BE, Hamelers B, Rozendal RA, Schrorder U, Keller J, Freguia S, Aelterman P, Verstraete W ve Rabaey K. Mikrobiyal yakıt hücreleri: metodoloji ve teknoloji. Environ Sci Technol 2006; 40: 5181–5192.
  24. Davis MJM, Tenpierik MJ, Ramirez FR, Perez ME. Yeşil bir cepheden daha fazlası: Bitkili ve bitkisiz dikey bir bahçenin ses emme özellikleri. Çevre 2017’yi oluşturun ; 116: 64–72.
  25. Van Renterghem T, Botteldooren D, Verheyen K. Sınırlı derinlikteki bitki kuşaklarıyla karayolu trafiği gürültüsünün engellenmesi. J Ses Vib 2012; 331: 2404–2425.
  26. Mangone G, Kurvers SR, Luscuere PG. Isıl konforun oluşturulması: bitki örtüsünün iç mekan ısıl konforu üzerindeki etkisinin dört mevsim ısıl konfor benzeri deneyi yoluyla araştırılması. Çevre 2014’ü oluşturun ; 81: 410–426.
  27. Fernandez-Canero R, Urrestarazu LP, Franco-Salas A. Sıcak bir iklimde farklı alt tabakalar kullanılarak iç mekan yaşam duvarının soğutma potansiyelinin değerlendirilmesi. Kapalı Yapı Çevresi 2012; 21: 642–650.
  28. Davis MJM, Ramirez F, Perez ME. Yeşil bir cepheden daha fazlası: Aktif iklimlendirme üniteleri olarak dikey bahçeler. Procedia Müh 2016; 145: 1250–1257.

………………………………………………………………………………………………………………………………

* FİTOREMEDİASYON: Kirli toprakları metal toplayıcı bitkiler kullanarak iyileştirme metotları fitoremediasyon olarak adlandırılmaktadır.  Bitki kullanılarak, kirletilmiş alanların temizlenmesi; ucuz, doğaya uygun, halk tarafından benimsenebilir bir tekniktir.

** BİYOFİLTRASYON: Kirleticileri yakalamak ve biyolojik olarak parçalamak için canlı materyal içeren bir biyoreaktör kullanan bir çevre kirliliği kontrol tekniğidir.

***FORMALDEHİT CH2O formülüne sahip bir organik bileşiktir. Aldehitlerin en basit üyesidir, diğer ismi METANALDİR.

**** RİZOSFER: MİKROBİYEL aktivitenin fazla olduğu kök çevresinde bulunan bölgeye rizosfer denir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.