DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

HASTAHANELERİN AMELİYATHANE BÖLÜMÜNDE GÖREV YAPAN PERSONELİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Dr. İbrahim Oğur
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ, İŞ HUKUKU UZMANI, EĞİTMEN, DANIŞMAN, BİLİRKİŞİ
24.06.2019
1.636
A+
A-

HASTAHANELERİN AMELİYATHANE BÖLÜMÜNDE
GÖREV YAPAN PERSONELİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

I. GİRİŞ

İş sağlığı ve güvenliği anlamında ülkemiz 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte ciddi bir adım atmış ve bu durum 2012 yılı Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na konu olmuştur.

Ülkemizde iş kazası ve meslek hastalığı sonucu günde ortalama 4 kişi hayatını kaybetmekte, 9 kişi de yaklaşık 10 milyon kişiyi bulan sakatlar ordusuna dâhil olmaktadır.

Bu yüzden ülkemizin uğradığı iş günleri kaybı, ilaç ve doktor gibi sağlık hizmetleri, ödenen tazminatlar, geçici ve sürekli iş göremezlik ödenekleri, araç gereç ziyanı, kaza nedeniyle işyerinde işçilerin motivasyon eksikliğinden kaynaklanan ve günlerce devam eden verim ve randıman düşüklüğü yapılan araştırmalara ve resmi rakamlara göre milli gelirin yüzde 4’üne tekabül etmektedir. İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ortaya çıkan sıkıntılar sadece bunlar olmayıp, aynı zamanda çekilen acılar, geride kalan dul ve yetimlerin üzüntüleri ve gelecek kaygıları, babasız kalmış çocukların nasıl iyi bir yurttaş olarak yetiştirilecekleri gibi manevi sıkıntılar da söz konusu olabilmektedir

Ancak ne yazıktır ki, Yine ülkemizde Meslek Hastalıkları ile ilgili bildirimlerin resmi kayıtlara sağlıklı olarak intikal ettirilmemeleri nedeniyle bu hususta sağlıklı kayıtlar bulunmamaktadır.

SGK 2011 Yılı İstatistiğine baktığımızda 697 Meslek Hastalığının kayıtlara intikal ettirildiği, Bu meslek dalları içerisinde, 307 sini Sanatkarlar içerisinde çalışanlar oluştururken, 337 sinini nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar oluşturmaktadır. Kayıtlara geçmiş hiçbir sağlık çalışanı bulunmamaktadır. Böyle baktığınızda, Halk dilinde söylendiği üzere,

“Hekimlere/sağlıkçılara ne olabilir ki? Onlar zaten sağlık kuruluşlarında çalışmıyorlar mı?”

Geçtiğimiz yıllarda meydana gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yakalanan hekim-hemşire-sağlıkçı arkadaşlarımız nedeniyle hem sağlıkçılar hem kamuoyu “Sağlıkçıların nerede, hangi koşullarda, nasıl” çalıştıkları bir kez daha fark edilmiştir.

“Hekimlere/sağlıkçılara ne olabilir ki? Onlar zaten sağlık kuruluşlarında çalışmıyorlar mı?” bu ifadeler elbette sağlıkçılara ait olamaz. Olamaz ama nedense sağlık kuruluşlarında çalışanların sağlığı ile ilgili doğrudan sorumlu özel bir düzenleme de yoktur. Oysa bilinir ki sağlık kuruluşları en riskli çalışma alanlarının başında gelir. Bu durum hem riskin çeşitleri hem de maruz kalındığında doğabilecek ciddi sonuçlar açısından böyledir.

Bu nedenledir ki Tehlike ve Riskleri Tasnifinde Sağlık Kuruluşları “ Çok Tehlikeli İşyerleri” arasında yer almaktadır.

Yayın hayatına girmiş olan bu Sağlık Kuruluşlarında görev yapan Sağlık görevlilerinin Karşı Karşıya kaldıkları Fizikler Riskler içerisinde RADYASYON FAKTÖRÜNÜ ele almaya çalışacağız.
II. MESLEK HASTALIĞININ TANIMI, GENEL ÖZELLİKLERİ VE SAĞLIK ALANINDA HASTALIĞA YOL AÇABİLEN RİSKLER

A. Meslek Hastalığı Nedir

Meslek hastalığı, çalışanın çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu)

Zararlı bir etkenle bundan etkilenen insan vücudu arasında, çalışılan işe özgü bir neden-sonuç, etki-tepki ilişkisinin ortaya konabildiği hastalıklar grubu

B. Meslek hastalıklarının Genel Özellikleri

• Kendine özgü bir klinik tablo,
• iyi belirlenmiş hastalık etkeni,
• Hastalık etkeni veya metabolitinin biyolojik ortamda bulunuşu,
• Hastalığın deneysel olarak oluşturulabilmesi,
• Hastalığın o meslekte çalışanlarda insi dansının (görülme sıklığı) yüksek olmasıdır.
• Ülkeler arasında değişmekle birlikte, yılda her bin işçi için 4–12 yeni meslek hastalığı olgusu beklenmelidir. (HarringtonJ.M)

C. Sağlık Alanında Meslek Hastalığına Yol Açabilen Riskler

• Biyolojik ajanlar(Mikroorganizmalar)
• Kimyasal ajanlar (Karsinojenler, toksikajanlar vb)
• Ergonomik riskler.
• Psikososyal Ajanlar (Mobbing, tükenmişlik sendromu)
• Fiziksel ajanlar (radyasyon,elektro-manyetik alan vb.)

III. AMELİYATHANE ÇALIŞANLARININ KARŞI KARŞIYA OLDUKLARI
RADYASYON FAKTÖRÜ

Ülkemizdeki tüm resmi ve özel hastanelerde tanısal ve tedavi amaçlı radyasyon uygulamaları yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu uygulamalar, genel olarak, radyoloji, nükleer tıp ve ışın tedavisi olarak adlandırılırlar. Görevleri gereği radyasyona maruz kalan ışın tedavisi, radyoloji ve nükleer tıp çalışanları mesleki eğitimleri süresince radyasyon ve radyasyondan korunma eğitimleri almaktadırlar.

Ancak, ameliyathanelerde radyasyon yayan cihazlarla (C-kollu skopi,vb) çalışan diğer sağlık personeli (hekimler, hemşireler ve teknisyenler) genellikle böyle bir eğitim almadıkları için radyasyonun zararlı etkilerini yeterince bilmemekte ve çalışırken gerekli korunma önlemlerini almamaktadırlar.

Bu durum, çalışan güvenliği kapsamında olumsuz sonuçlar oluşturmaktadır. Çünkü düşük dozlardaki radyasyonun zararlı etkileri hemen fark edilemese de yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bu çalışmada, radyasyon çalışanları için hayati bir öneme sahip olan radyasyondan korunma konusunda neler yapılabileceği ve uygulamaların nasıl yapılması gerektiği hakkındaki öneriler de sunulmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bünyesinde İş Müfettişi olarak göre yapmış olduğumuz dönemlerde, yapmış olduğumuz Sağlık birimleri Denetimlerinde, özellikle ameliyathane çalışanlarının radyasyon güvenliği konusunda bilgilerinin yeterli olmadığı ve bu konuda gereken hassasiyeti göstermedikleri tespit etmiş bulunmaktayız.

Bu durumun temel nedeni radyasyonun fiziksel özellikleri ile biyolojik etkilerini tam olarak bilmemeleridir. Radyasyondan korunma bilgilerine iyi diyenlerin bile, bilgi seviyelerinin düşük olduğu yapılan çapraz sorgulamalarla görülmektedir. İş Teftiş Tüzüğümüz uyarınca Talep eden kuruluşlarda gerçekleştirdiğimiz eğitimlerde Çalışanların çoğunun verilen eğitimden önce kişisel doz metrelerini nasıl kullanacaklarını ve radyasyondan korunma yöntemlerini bilmedikleri gözlemlenmiştir.

Bu durumun temel sebebi, ameliyathanede çalışan sağlık personelinin mesleki eğitimlerinde radyasyondan korunma eğitimi almamalarıdır. Bu sebepten dolayı ameliyathane çalışanlarının çoğu, radyasyon güvenliğini artırabilmek için eğitim istemektedir. Ayrıca çalışanlar açısından radyasyon farkındalığı bir denetleme mekanizması ile artırılabilmektedir.

Çünkü denetleme mekanizmasının iyi çalışması durumunda çalışanların da radyasyon güvenliği konusunda daha duyarlı davrandıkları görülmüştür. Bu denetim mekanizmasının kurulabilmesi ve radyasyon eğitimlerinin düzenli bir şekilde verilmesi için de, hastanelerde bir radyasyondan korunma görevlisinin olması ve aktif bir şekilde çalışması gerekmektedir. Ayrıca hastanelerin de radyasyon güvenliğini sağlamada hassas ve kararlı olmaları gerekmektedir.

Genel olarak skopi kullanımındaki en büyük problem, skopinin düzgün kullanılmamasıdır. Bu problemin temel nedeni ise radyasyon bilgisinin ve cihazı kullanım bilgisinin yetersizliğidir. Çalışanların radyasyondan korunma düzeylerinin artması aynı zamanda hasta güvenliğini de olumlu yönde etkileyecektir. Çünkü cihaz kullanılırken doğru çekim yöntemleri kullanılırsa hastaların alacağı radyasyon dozu da azalacaktır.

C kollu dijital skopi cihazlarının yaydığı radyasyondan korunmak için cihazı kullanırken bazı kurallara dikkat etmek gerekir. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak; X ışını tüpü masa altında olmalı ve mümkün olduğunca tüp çalışandan uzak durmalıdır. Sürekli çekim modu yerine puls çekim modu kullanılmalı, hastanın fiziki yapısına göre kVp ve mA ayarları uygun bir biçimde yapılmalıdır (iaea.org).

A. Radyasyon İçin Yüksek Risk Grupları

1. Radyolojide çalışanlar
2. Radyasyon onkolojisinde çalışanlar
3. Nükleer tıpta çalışanlar
4. Ameliyathane çalışanları
5. Diş kliniklerinde çalışanlar

Radyasyon enerjisi transferi yaklaşık olarak 10-17 saniye gibi oldukça kısa bir süre içerisinde meydana gelir, alınacak önlemler ışınlanmadan önce uygulanmalıdır. Radyasyon çalışanlarının bir dış radyasyon tehlikesinden korunmak için, genel olarak, dikkat etmesi gerekli olan üç kural vardır:

1. Kaynak yanında gereğinden fazla bir süre kalmamak,
2. Mümkün olabildiğince kaynağa uzak bir mesafede çalışmak ve
3. Kaynak ile aralarına engelleyici bir zırh malzemesi koymak.

Tıbbi her alanda olduğu gibi Ameliyathanelerde de görevi gereği radyasyona maruz kalan kişilerin, radyasyon dozu ölçen cihazlarla ciddi ve sürekli bir şekilde kontrol edilmeleri gerekir.

Solunum, sindirim ve derideki çizik veya yaralar vasıtasıyla vücuda alınarak bir iç radyasyon tehlikesi yaratabilecek radyoizotoplara karşı bu tür personele ortamın tehlike durumuna göre, solunum cihazlı özel giysiler veya maskeler sağlanmalıdır.

B. Ameliyathanelerde radyasyon güvenliğini sağlayabilmek Diğer Koruyucu Önlemler

1. Hastanelerde radyasyondan korunma görevlisi olmalı ve radyasyon güvenliği komitesi kurmalıdır. Komite aktif bir şekilde çalışarak çalışanlara yönelik koruyucu önlemler alıp, radyasyon eğitimleri düzenlemelidir.
2. Ameliyathanelerde skopi vakalarında çalışacak personelin, çalışmaya başlamadan önce radyasyon ve radyasyondan korunma eğitimlerini alması gerekmektedir.
3. Skopi cihazı ilgili hekimin yönlendirmesine bağlı olarak, röntgen teknikeri tarafından kullanılmalıdır.
4. Skopi cihazını kullanan hekimlere uzmanlıkları döneminde ve diğer sağlık profesyonellerine mesleki eğitim dönemlerinde radyasyon eğitimi de verilmelidir.
5. Belirli tanı konulmuş sağlık elemanları görev yerleri değiştirilmeli, bu tür radyasyon riski olan yerlerde çalıştırılmamalıdır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME:

Ameliyathanede radyasyon güvenliği koruyucu tedbirleri göz ardı edilmektedir.
Ameliyathanelerde temel radyasyondan korunma prensiplerinin yerleştirilip, uygulanması çalışan ve hasta güvenliği açısından oldukça önemlidir. Bu sebeple personelin hizmet içi eğitimleri, uygulamaların denetlenmesi ve skopi kullanan personelin bilinçli ve sertifikalı olması önem arz etmektedir.

Hastaneleri’nde radyasyonlu ortamlarda çalışan ve meslek hastalığına yakalandıkları için ameliyat olan sağlıkçıların, kesinlikle aynı yerde çalıştırılmamaları, bu gibi kişilerin hastalık için almış oldukları Geçici Süreli Rapor bitimlerinde mutlaka İşyeri Hekimleri tarafından kontrol edilerek, yerlerinin değiştirilmesi gerekmektedir. Bu 6331 Sayılı Yasa ile getirilmiş yasal bir zorunluluktur.

Ayrıca, bunun yanında İşverenin Türk Ceza Kanunu Kapsamında da Sorumluluğu bulunmaktadır. İşçinin işverenin emir ve talimatı doğrultusunda bağımlı olarak çalışması, işverenin iş sağlığı önlemlerini almasını zorunlu kılmaktadır. İşçi, işyerindeki tehlikelere karşı korunamaması yüzünden ölür veya yaralanırsa ve bu eylemler işverenin kast veya taksirinden meydana gelirse TCK kapsamında sorumluluk doğacaktır.

Çünkü bu durumlarda işverenin, işyerinde istenmeden meydana gelebilecek hastalıkları önlemeye yönelik zorunlu bir davranış kuralına uymaması söz konusu olmaktadır. İşveren gözetme borcuna aykırı olarak iş sağlığı önlemlerini almaz ve ölüme sebep olursa TCK 87 gereği taksirle öldürme suçundan iki yıldan altı yıla hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Aynı şekilde taksirli davranış sonucu yaralanma meydana gelmişse TCK 89a göre üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacaktır.

Dr.İbrahim OĞUR
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı
Baş İş Müfettişi
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

KAYNAKÇA

1. TTB Toplum ve Hekim Dergisi, yıl: 2006, sayı 3.
2. BOR D., BUYAN G. ve MERİÇ N., (1996), “ Tanısal Radyolojide Radyasyondan Korunmada Yeni Kavramlar, Radyasyondan Korunma”, Tanısal ve Girişimsel Radyoloji Dergisi
3. BORA H., (2001), “Radyasyon Güvenliği”,Ankara Üniversitesi Dikimevi Sağlık Hizmetleri Yüksekokulu Yıllığı, Cilt 2, Sayı 1
4. http://www.taek.gov.tr/bilgi-kosesi/radyasyon-insan-ve-cevre.html, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu internet sitesi
5. İbrahim OĞUR;” Hasta hanelerde İş Sağlığı ve Güvenliği Riskleri” isghaber.com. www.detam.com.tr
6. http://www.iaea.org , Training Material on Radiation Protection in Diagnostic and Interventional Radiology, L16.2: Optimization of Protection in Fluoroscopy, İnternational Atomic Energy Agency
7. Fisun Vural, Şükran Fil, Seval Çiftçi, Ayşe Aydın Dura, Filiz Yıldırım, Resul Patan. Radiation safety in operating units; knowledge, attitude and behaviors of operating room staffs. BSBD. 2012; 1(3): 131-136

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.