İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINA ETKİNLİK KATACAK TEKLİF VE ÖNERİLER
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINA
ETKİNLİK KATACAK TEKLİF VE ÖNERİLER
İş kazalarının ve iş cinayetlerinin sürekli olarak artması, kısaca iş sağlığı ve güvenliği politikalarındaki yapısal sorunların tamamı, Devletin bu konuda çıkartmış olduğu İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının arkasında duramaması, yapmış olduğu uygulamalar ile Yasanın gücünü zayıflatması, Özellikle çalışma hayatına örnek olacak Kamu Kurum ve Kuruluş yöneticilerinin Özel sektör işverenlerinin diretmelerine karşı direnememesidir.
İş Sağlığı ve Güvenliği İnsan Hayatı denektir. Ne güzel Söylemiş Mevlana Hazretleri , “ İnsan bir cevherdir. Gökyüzü ise ona arazdır. Her şey parçadır, basamaktır. Maksatsa İnsandır.”
Hal böyle iken; Anayasamızın 49. Maddesi kapsamında çalışanlarını koruma altına yükümlülüğü bulunan Devletin İş Sağlığı ve Güvenliği gibi bir alında savsaklamaya gitmesi sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Devlet ne yazıktır ki bu yaklaşımı ile
İş Yasasının daha geniş kitlelere uygulanmasını engellemiş,
İş Kazalarının önlenmesin büyük rolü olacak, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin kurulmasını, yeni mezun olmuş iki yıllık C sertifikalı bir çocuğunun oluşumuna kadar indirerek, Oluşumunda var olması gereken İşyeri Hekimi zorunluluğunu kaldırarak, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin Güçlü yapısını bozmuştur.
Devlet daha açık bir şekilde söyleyecek olursak, İş Sağlığı ve Güvenliği gibi bir hizmet alanını piyasalaştırmış, her şey maliyettir yaklaşımı ile insan değerini hiçe saymıştır.
İnsan Sağlığı için bir yandan Tedavi edici Hizmet sunmak amacıyla Büyük Bölge Hastaneleri kurarken, diğer yandan, yine insan sağlığı için tedaviden önce gelen “koruyucu Sağlık Hizmetlerini” sürekli ötelemiştir.
İş Güvenliği Uzmanlık hizmetlerinin İşverene destek amacıyla oluşturulmuş danışmanlık, Rehberlik kuruluşları olduğunu göz ardı ederek, OSGB ( Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerini, İSG Uzmanlarını, işlenen İş Cinayetlerinde yeni günah keçileri durumuna getirmiştir.
Bizler; İş Sağlığı ve Güvenliği Örgütleri, İSG Profesyonelleri olarak, bıkmadan usanmadan doğruları söyleyerek bu konuda, uyarıcı, bilgilendirici hatırlatmalarda bulunacağız.
Çünkü biz biliyoruz ki, bu gün Yönetim gücünü ellerinde bulunduran kişilerde, bu memleketin evladıdır. Ve bir gün mutlaka yapılan hataların farkına varılarak yozlaşmakta olan İş Sağlığı ve Güvenliği yapılanmasının Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı çalışmasına ilişkin alt yapının düzeltilmesine katkıda bulunacaklardır.
Bu vesile ile 17-18 Nisan 2019 Tarihinde gerçekleştirilmiş olan “ İşte Sağlık Sempozyumunda” sunmuş olduğumuz bu çalışmamızı daha geniş kitlelere ulaştırarak, İş Sağlığı ve Güvenliğinin daha sağlıkla bir alt yapıya kavuşması için katkıda bulunalım istedik.
Umarım bir çığlık olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine bir katkıda bulunuruz.
İŞTE SAĞLIK SEMPOZYUMUNDA ÖNERİLERİLEN HUSUSLAR
1. İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatının, yeniden ele alınıp değerlendirilmesi için acilen bir Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitüsü kurulmalıdır.
2. Kurulacak bu Enstitüde tüm taraflar eşit temsili yet temelinde aşağıda ki isimler altında yer almalıdır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Temsilcileri
Sağlık Bakanlığı Temsilcileri
YÖK Temsilcisi
TSE Temsilcisi
İşçi sendikaları,
Meslek odaları,
İlgili üniversiteler,
İşveren sendikaları temsilcilerinden oluşmalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili tüm politikalar, bu enstitü tarafından oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
3. Mevzuatta yer alan “iş güvenliği uzmanlığı” tanımı yine eskisi gibi “ İş Güvenliği Mühendisliği “ olarak düzeltilmelidir.
4. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması, yaşanan sorunların en temel kaynağıdır. İş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalıdır.
5. İş sağlığı ve güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülmesi doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanında aşağıda ki kurum temsilcilerinden oluşmuş “ İdari ve Mali Yöntem Bağımsız bir Enstitü” de dâhil edilmelidir.
Sağlık Bakanlığı,
Üniversiteler,
TOBB,
TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir.
6. İş güvenliği mühendislerinin taban ve tavan ücretleri belirlenmeli üzerlerinde ki üzerindeki her türlü ucuz emek sömürüsü sona erdirilmelidir.
7. İş güvenliği mühendislerinin iş güvencesi mutlaka sağlanmalıdır. Haklı bir sebebe dayanmaksızın bireysel çalışan İş güvenliği profesyonellerinin iş akitleri, OSGB Birimlerinin Sözleşmeleri için güvence getirilmelidir.
8. İş güvenliği mühendislerinin işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmelidir. Bu hususta Yargı mensuplarına eğitim verilmelidir.
9. İş güvenliği mühendislerinin yetki ve sorumlulukları mevzuatta net olarak belirlenmelidir.
10. İş güvenliği uzmanlığı eğitim programları yeniden ele alınmalı, süre ve içerik olarak yeniden düzenlenmelidir. Eğitimler, enstitü oluşturuluncaya kadar üniversiteler ve tarafından gerçekleştirilmelidir.
11. İş güvenliği uzmanlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin bilgileri sürekli yenilenmelidir, bu anlamda yenileme eğitimlerinin kaldırılması kararı doğru değildir. İş güvenliği uzmanlarının bilgileri en geç yılda bir yenilenmelidir.
12. İş güvenliği uzmanlarının Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ya da işyerleri ile yapacakları iş sözleşmelerinde, uzmanların hak ve çıkarlarını korumak üzere tip sözleşme hazırlanmalıdır.
13. Mesleki gelişim için 5 iş günü izin uygulaması Ortak Sağlık ve Güvenliği Birimlerinde çalışan uzmanlar için de zorunlu hale getirilmelidir.
14. Her kademedeki okullarda işçi sağlığı ve güvenliği dersleri zorunlu ders olmalıdır.
15. Uzmanlar işyerlerine ilişkin eksiklikleri elektronik ortamda bildirmeli, bildirilen eksiklikler anında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından da görülebilmelidir.
16. Risk Analizleri Bağımsız Akreditasyon Kuruluşları tarafından yapılmalıdır.
17. Risk analizleri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın istediğinde ulaşabileceği şekilde elektronik ortamda yer almalıdır.
18. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri için mesleki sorumluluk sigortası zorunlu olmalı, karşılığı fondan karşılanmalıdır
19. Sorunların çözümünde iş güvenliği mühendislerinin örgütlü gücü önemli bir rol oynayacaktır, bu nedenle alandaki mühendislerin örgütlülüğü güçlendirilmelidir.
20. Sağlık personelinin atomize edilerek dağıtıldığı, tedavi edici sağlık hizmetlerinin öncelediği genel sağlık sigortası ve aile hekimliği uygulamasından vazgeçilmelidir.
21. Meslek hastalıklarına ilişkin çalışmalar geliştirilmeli, meslek hastalıkları hastaneleri işlevine uygun olarak yapılandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
22. Gerek işçi sağlığı gerekse toplum sağlığı; bireylerin pirim ödeme gücüne yüklenmeyecek bir biçimde genel bütçeden finanse edilmeli ve koruyucu sağlık
23. Ülkemizde her konuda olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda da sağlıklı veri ve bilgi toplamada sıkıntı yaşanmakta, sistem iyi çalışmamaktadır. İşyerlerinde kaza ve meslek hastalıklarına ait bilgiler bir veri tabanında toplanmalı, bu bilgilerden ölçme ve değerlendirme amaçlı yararlanılmalıdır.
24. İş kazası araştırmaları daha gerçekçi ve güvenilir olmalıdır.
25. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri işyeri mekânı, teknoloji, üretimde kullanılan hammadde, üretilen ürün, ergonomi vb. konular daha proje aşamasında planlanmalıdır.
Saygılarımla
Dr. İbrahim OĞUR
E. Baş İş Müfettişi
A. Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı