COVID-19’UN SAĞLIK EŞİTSİZLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ
Sağlıklı bir nüfus, bir ülkenin en önemli varlıklarından biridir. Uzun zamandır Dünyada ve Ülkemizde geniş bir kesimin sağlıklı bir yaşam sürmek için ihtiyaç duydukları şeylere, (örneğin kaliteli iş, Sağlıklı ve Güvenlikli İş Ortamı, Güven içinde çalışma ve sağlam barınma gibi) erişme fırsatına sahip olmadıklarını biliyoruz.
2020 Yılı Başı itibariyle ÇİNDEN Başlamak üzere bütün dünyası saran COVID-19 KORONA VİRÜS salgınının bu eşitsizliği daha da köklü bir şekilde çoğalttığını ve şiddetlendirdiğini görmekteyiz. Eğer bir an önce başta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere tüm Dünya ülkeleri birbiriyle Uyumlu eylemler almaz ve bilgi paylaşımı ile bu eylemleri kolektif bir şekilde uygulamaya koymazlarsa bu sağlık krizi aynı zamanda bir sağlık eşitsizlikleri krizine dönüşecektir.
COVID-19’UN SAĞLIK VE SAĞLIK EŞİTSİZLİKLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
COVID-19 Koruna Virüs salgını, Küresel Dünya ölçeğinde sağlık eşitsizliklerinde büyük bir ivme yaratmıştır. Dünya Nüfusunun her kesimi mevcut krizden etkilenirken, bazı topluluklar hem virüsün kendisinden, hem de yayılmasını kontrol altına almak için alınan önlemlerden çok daha fazla etkilenmişlerdir.
Örneğin, bazı ülkelerde ekonominin durmasının, birçok işyerinin kapanmasının eşitsizlikte, büyük bir etki yarattığı gün geçtikçe daha da fazla ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi, bazı ülkelerde Devlet elini taşın altına koyup, çalışma hayatına katkı yapacak bir takım projeleri ( Kısa çalışma, Ücretsiz izin, Vergi ve Sigorta Ertele vb. ) devreye koymuş ise de, açılmış olan yırtık büyük olduğu için yama küçük gelmektedir.
Örneğin, Kanada ve İngiltere gibi ülkelerde dahi, hane halkı arasında yakın zamanda yapılmış olan Anketlerde
- En Düşük Gelir Getirenlerin Kazanç Kaybından En Fazla Etkilendiği,
- Yine En Yüksek Kayıpların İse Tek Kişinin Çalıştığı Haneler De Olduğu Görülmektedir.
Ülkemizde henüz bu tür Anketler yapılmadığı için bu durumun ülkemizde nasıl olduğunu bir veri olarak ortaya koyamamış olsak dahi, görünen köy kılavuz istemiz misali, bu durumun ülkemizde de bundan farklı olduğu söylenemez.
Diğer yandan, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanmış yayınlara baktığımızda, COVID-19’un ortaya çıkardığı bir diğer dengesiz Etkini ise, Siyahi, Asyalı ve azınlık etnik topluluklarının karşılaştığı eşitsizliklerde olduğunu görmekteyiz. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanmış Son veriler, bazı etnik grupların, nüfusun geri kalanına göre COVID-19’dan ölme riskinin çok daha yüksek olduğunu göstermektedir (örneğin, Siyah erkeklerin, Beyaz akranlarına göre COVID-19’dan ölme olasılığı dört kat daha fazladır). (Rita Ranmal ve Tim Elwell-Sutton, Sağlıklı Yaşamlar ekibi tarafından EuroHealthNet Dergisinden yayınlanmış makale) Allaha Şükür ülkemizde böyle bir ayırım söz konusu değildir.
TOPLUM SAĞLIĞIMIZIN İYİLEŞTİRİLMESİNE KATKI SAĞLAYAN GEÇMİŞ İCRAATLAR
Geçmişten çıkarabileceğimiz en önemli derslerden biri, Sosyal Güvenlik Örgütlenmemizin ayrı ayrı çatılar altında iken, toplumu ayırt etmeksizin aynı şemsiye altında toplanmış olmasının göreceli olarak yaratmış olduğu faydadır.
Diğer yandan, Önce ki yıllarda toplumun aldığı sosyal destekten, sağlık ve çalışma koşullarımıza ve barınmaya kadar, içinde yaşamış olduğumuz koşulların düzeltilmesi, toplum hayatımızın bu günkü döneminde Sağlığımızın iyileştirilmesi ve toplum içerisinde eşitsizliklerin daha fazla olmasını engellemiştir.
Hakeza, Devletimizin almış olduğu tedbirlerin yanı sıra toplumun bir birine yapmış olduğu destek ve özel sektör işletmelerinin özverili çalışması, toplumumuz arasında Sağlık Eşitsizliği mesafesinin daralmasına etki sağlamıştır.
Geçmişten çıkaracağımız bir başka ders de, kısa vadeli yatırım kararlarının uzun vadeli sağlık için olumsuz sonuçları olabileceğidir. Çünkü sağlık oluşturucu hizmetler kamu harcamalarındaki kesintilerden en çok etkilenen hizmetlerdi r. Devletimizin bu konuda almış olduğu yapıcı kararlar, beklenen yaşam süresinde daha hızlı ilerlemeye ve eşitsizliklerin daralmasına katkı sağlamıştır.
Ancak buna karşın, COVID-19 etkisinin hala azaltılamamış olması yine risk yaratmaktadır.
Sağlık Bakanlığımızın son açıklamaları çerçevesinde, Önümüzdeki aylarda toparlanma aşamasına geçerken, hükümetin doğru yerlerde hedeflenen uzun vadeli önleyici sağlık yatırımlarına öncelik vermesi önem arz etmektedir.
Bugün Küresel Dünyamızda en çarpıcı bulgularından biri, sağlıkta bölgesel ve sosyoekonomik farklılıkların büyük ve giderek de büyümekte olmasıdır. Yerel Yönetimlerin ( Özelikle Büyük Şehirlerde ) Ulaşıma, Sosyal Etkinliklere ve mekâna dayalı yaklaşımları, iyileşme aşamasının bir parçası olarak sağlıklı yaşam koşulları yaratmak için hayati önem taşımaktadır.
Toplulukların sağlık ve esenliğe hayati bir katkı sağladıkları kesinlikle yadsınamaz.
Ancak, Medyaya yansıyan veriler ışığında, Özellikle yoksul yerleşkelerde, son aylarda hayati önem taşıyan fiziksel ve toplumsal varlıkların etkilendiği, nerde ise kaybedilme noktasına geldiği, kaynakların ve kendilerini ayakta tutan yardım fonların azaldığını ve buna dayalı olarak da bu kesimlerin sağlığına etki eden nedenlerin arttığını görmekteyiz. Devletimiz ( özelliklede Mahalli Yönetimler ) bir an önce bu konuda tedbir almalıdır.
SONUÇ
COVID-19 salgını, Tüm dünyada özellikle yoksul kesimlerde toplumlara büyük zorluklar yaratmıştır. Hatta bırakın gelişmekte olan ve/veya yoksul ülkeleri İngiltere, Amerika ve birçok gelişmiş Avrupa ülkelerinde dahi, nerde ise bir nesildir görülmeyen toplumsal zorluklar yaşatmıştır.
Mevcut sağlık eşitsizliklerinin derinleşmesini önlemek için şimdi ve önümüzdeki yıllarda büyük çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Dünyayı yeniden sağlıklı bir seviyeye getirmek, Ülkeleri, ülkemizi yeniden sağlığına kavuşturmak ve sağlık eşitsizlikleri açığımızı ı kapatmak için başta Devletimiz olmak üzere tüm toplum olarak cesurca kararlar almak ve bir an önce sağlık için gerekli koşulları yaratmak zorundayız.
Daha sağlıklı bir geleceğe yön vermek ve gidişatı çevirmek için COVID-19 fırsatını değerlendirmeliyiz. PANDEMİ, bir süredir ihmal ettiğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Sektörünün önünü açarak, İSG Kültürünün doğmasının sağlanması, bu bağlamda, şimdi ve uzun vadede herkesin sağlığına değer veren bir toplum inşa etmek için sosyal ve politik iradenin yaratılmasında bir dönüm noktası olabilir.
8 Ekim 2020
Dr. İbrahim OĞUR
- Baş İş Müfettişi